Bir toplantıdayız… Bir vatandaş söz isteyip kürsüye çıktı… Selâmdan sonra başladı kelâma… Oldukça heyecanlıydı…
İmam-Hatip mezunu imiş… Sonra hukuk bitirmiş… Hâkimlik sınavına girmiş. Yazılı faslını kazanmış… Yalnız bir de mülâkat varmış… Ellerine bir form vermişler önce. Üstüne, hangi okullardan mezun olduğu yazılmalıymış. O dönemde, hâkim olan zihniyet, belirli görüşten olamayanları, kesinlikle hâkimliğe almazmış… Bir anlamda bu, işin azılı faslıymış… İstersen ağzınla kuş tut!..
Biliyor ki, İmam-Hatip yazsa, kesinlikle kazanamayacak… Yalnız bazı arkadaşları, yazmadıkları için kazanmışlar. Bu ise, ne olursa olsun deyip doğrusunu yazmış… Aslını inkâr etmeden…
Haliyle hâkim olamamış….
Sonunda Allah ona, otuz bir yaşında vekil olmayı nasip etmiş!… Mükâfat olarak…
Ne kerâmet değil mi?..