Prof. Dr. Abdullah ÖZBEK

FİTNE

Bir sivil toplum kuruluşunun itibar ettiği birisine, bir gün şöyle bir ricam olmuştu:

Bu sizin cemaatin içinde olup biteni her halde tasvip etmiyorsunuzdur. Para yendiğini, önde gelen bazı kişilerin birbirlerinin kuyusunu kazmak için neler yaptıklarını, âyet ve hadisleri nasıl yanlış yorumladıklarını, bana da siz söylemiştiniz. Onlar size aşırı bir saygı da duyuyorlar.  Neden bu yanlışlarını söyleyip düzeltmeye çalışmıyorsunuz?

Biraz düşündü… Bir iki yutkundu… En sonunda şöyle bir açıklama yaptı:

Söylersem, fitne çıkar!..

Belki doğru söylüyordu… Bir fitne çıkardı muhakkak. Yalnız bu  fitne, kendisine bir daha böyle itibar edilmeyecek oluşudur!..  Asıl zor gelen burasıydı. Âyet ve hadisleri çarpıtmaları, haram yemeleri, hurâfeleri dinin esasları olarak görmeleri,  arkadaşlarını  arkadan hançerlemeleri, bu anlayışa göre, pek de önemli sayılmazdı!..

Gözlemlerimde yanılıyor da olabilirim. Belki de, mü’min kardeşlerinin (!) ayıbını örterek, büyük büyük sevaplar kazanmak istiyor olabilirdi!.. Neden olmasın!..  Böyle bir kazanç kapısı olduktan sonra… Hem de hiç yorulmadan!..

Herkes bir yol tutturmuş…  Kimisi kazıyarak kazanıyor;  kimisi da hak hukuk kazımadan kazanıyor!..

Yorum Yazınız

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir