Bir Eylül ayı idi. Ortalık tenha iken, bir haftalığına kısa bir tatil yapmak için sahile inmiştik. Oranın yerlisi olan bir asker arkadaşımın da yardımıyla, temiz bir pansiyona yerleştik… Etraf yeşillik, deniz de gök de mavi… Eh, bir iki de dost oldu mu, keyfimize diyecek olmazdı.
Pansiyonların sahibi, fazla yaşlı sayılmayan bir hanım efendi idi. Kendisiyle ilk günden tanışmıştık. Ara sıra, ihtiyaçlarımız için kafeteryaya gittiğimizde görüşür, hal hatır sorardık.
Gerçekten hoş sohbet birisi idi. Bölge hakkında neyi merak ediyorsam, çekinmeden sorardım. O da büyük bir zevkle cevap verirdi.
Bir keresinde, sohbet iyice koyulaşmıştı. Havadan, sudan, sıcaktan, soğuktan, yazdan, güzden konuşurken, konu dönüp dolaştı, mal mülk meselesine geldi.
Bu yerler kendisine kimden kalmıştı?
Keşke sormaz olaydım!.. Öyle bir ah çekti ki… Sanki yarasını deşmiştim!.. Yoksa yine mi baltayı taşa vurmuştum… Sorduğuma soracağıma pişman oldum…
Görünüşe bakılırsa, maddi durumu ve sağlığı yerindeydi… Mal mülk derseniz, o biçim… Çoluk çocuğundan da memnundu… Acaba neydi, onu böyle ah vah ettiren?..
Biraz sonra, başladı anlatmaya…
Ah ah!.. Sen buraların insanının ne şeytan olduğunu bilmezsin!..Kızlara hiç yer mi veriler!.. Verseler bile en kötü yeri gösterirler…Bizim kardeşler, düşünmüşler, taşınmışlar, deniz kenarındaki sazlık ve bataklık yeri bana münasip görmüşler… Senin anlayacağın, sivrisinekten ve kokudan yanına varılmayan bir yer. Ekilecek dikilecek yerleri de kendi üzerlerine geçirmişler.
Sonra ne oldu, biliyor musun?… Devran döndü, devran!.. Hem de nasıl!.. Ey güzel Allahım! Sen nelere kâdirsin!.. Öyle bir döndü ki!..
O beğenmedikleri yerler, şimdi öyle kıymete bindi ki… Altın oldu, altın!.. İşte şu kaldığınız yerler, daha önceden, yanına yaklaşılmayan o yerlerdir…
Diyeceğim o ki, sonunda, kızlar kazandı!..
Sen sorunca, birden o eski günlere döndüm… Keşke böyle olmasaydı!.. Şimdi ben, o kardeşlerimle küsüm. Sırf bu yüzden… Tekrar bölelim,diyorlar!..
Haydi, de bakayım… Kim haklı, kim haksız?
Anladım ki, bilmeden, yarasına tuz biber ekmiştim!.. Bendeki de kafa işte… Ama bir şey öğrenmiştim:
Burada kızlar kazanmıştı…
Ya başka yerlerde?…